Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme

Sumerliler Güney Mezopotamya’da Basra körfezinin kuzey kıyılarındaki bataklık bölgede MÖ 4. binyıl ortalarından itibaren yerleşik oldukları bilinen topluluklardır. Bu dönemde oluşturulan “Uruk kültürü”’ne ait karakteristik unsurların söz konusu dönemde Anadolu’ya kadar geniş...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Huzme Gülek Gültekin
Format: Article
Language:Arabic
Published: Motif Yayıncılık 2024-12-01
Series:Dini Araştırmalar
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.15745/da.1539927
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
_version_ 1841545318907248640
author Huzme Gülek Gültekin
author_facet Huzme Gülek Gültekin
author_sort Huzme Gülek Gültekin
collection DOAJ
description Sumerliler Güney Mezopotamya’da Basra körfezinin kuzey kıyılarındaki bataklık bölgede MÖ 4. binyıl ortalarından itibaren yerleşik oldukları bilinen topluluklardır. Bu dönemde oluşturulan “Uruk kültürü”’ne ait karakteristik unsurların söz konusu dönemde Anadolu’ya kadar geniş bir alanda görülmesi “Uruk yayılımı” olarak adlandırılmaktadır. Uruk kültürü, adını bölgede kurulan ilk şehir olan Uruk’tan almıştır. İlk yazılı belgeler bu şehirde bulunmuş, 3. binyıl başlarından itibaren çevre şehirlerde de görülmeye başlamıştır. Belgelerin yazıldığı dil Sumercedir. Ancak Uruk kültüründen önce bölgede Al-Ubeyd veya Obeyd kültürü olarak adlandırılan daha eski bir kültür katmanı da bulunmaktadır. MÖ 5. binyıldan MÖ 4. binyıla, Uruk dönemi başlangıcına kadar bu kültüre ait unsurlar tespit edilmektedir. Bazı Sumer şehirlerindeki büyük tapınakların basit yapılı ve küçük boyutlu ilk örnekleri bu döneme aittir. İlk sulama kanalları da Obeyd döneminde kazılmış, çevre coğrafyalarla irtibat bu dönemde başlamıştır. Obeyd dönemiyle Uruk dönemi arasındaki temel fark şehirleşme ve nüfustaki ani artış olarak değerlendirilir. Bu gelişmeleri bazı uzmanlar yeni bir halkın, yani Sumerlilerin bölgeye gelişine bağlarken, bazıları Sumerlilerin Obeyd döneminden beri bölgede yerleşik olduklarını düşünmüş ve bu dönemde yaşanan gelişimi bir kültürel kırılma değil, zaman içinde şartların olgunlaşmasıyla gerçekleşmiş bir kültürel sıçrama olarak değerlendirmişlerdir. Bu nedenle Sumerlilerin bölgeye yerleşme tarihleri ve kimlikleri hakkında, arkeolojik, filolojik ve antropolojik bulgulardan hareketle çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu makalenin yazılmasındaki amaç, konu ile ilgili görüşleri bir araya getirdikten sonra bir de dinler tarihi perspektifinden değerlendirmektir. Zira Sumer coğrafyası her ne kadar Anadolu coğrafyasına uzak görünse de ilk Sumer şehri Uruk ile Anadolu’daki bazı yerleşimlerin erken dönemde kültürel bağlantısı olduğunu gösteren bulgular mevcuttur. Ayrıca Türkistan, Kafkaslar, Anadolu ve Mezopotamya arasında MÖ 4. binyıldan itibaren ticari ilişkilerin varlığı tespit edilmiştir. Uzun mesafeli ticaretin, söz konusu alanda demografik ve kültürel aktarımı, dolayısıyla inançlarda senkretizmi beraberinde getirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle inançlar üzerinden yapılacak bir değerlendirme Sumerlilerin kimliği probleminin çözümüne katkıda bulunabilir. İnançların ileriye dönük tarih aşan özellikleri sayesinde günümüze ulaşmaları, yaklaşık beş bin yıl öncesine ait bazı inanç ve uygulamaların bugün de gözlenmesine ve karşılaştırma yapılabilmesine imkân vermektedir. Bu çalışmada Sumerlilerin kimliği üzerine görüşler çeşitli yönleriyle ortaya konulduktan sonra konu bir de inançlar açısından ele alınmış, Sumer inançları ile benzerlik gösteren inanışlar, dinler tarihinin karşılaştırmalı fenomenolojik metoduyla değerlendirilmiştir.
format Article
id doaj-art-e45a64a3c29e4f058ef2c2f4b957dfc0
institution Kabale University
issn 1301-966X
language Arabic
publishDate 2024-12-01
publisher Motif Yayıncılık
record_format Article
series Dini Araştırmalar
spelling doaj-art-e45a64a3c29e4f058ef2c2f4b957dfc02025-01-12T07:44:04ZaraMotif YayıncılıkDini Araştırmalar1301-966X2024-12-016739742910.15745/da.1539927 Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme Huzme Gülek Gültekinhttps://orcid.org/0000-0001-6860-5418 Sumerliler Güney Mezopotamya’da Basra körfezinin kuzey kıyılarındaki bataklık bölgede MÖ 4. binyıl ortalarından itibaren yerleşik oldukları bilinen topluluklardır. Bu dönemde oluşturulan “Uruk kültürü”’ne ait karakteristik unsurların söz konusu dönemde Anadolu’ya kadar geniş bir alanda görülmesi “Uruk yayılımı” olarak adlandırılmaktadır. Uruk kültürü, adını bölgede kurulan ilk şehir olan Uruk’tan almıştır. İlk yazılı belgeler bu şehirde bulunmuş, 3. binyıl başlarından itibaren çevre şehirlerde de görülmeye başlamıştır. Belgelerin yazıldığı dil Sumercedir. Ancak Uruk kültüründen önce bölgede Al-Ubeyd veya Obeyd kültürü olarak adlandırılan daha eski bir kültür katmanı da bulunmaktadır. MÖ 5. binyıldan MÖ 4. binyıla, Uruk dönemi başlangıcına kadar bu kültüre ait unsurlar tespit edilmektedir. Bazı Sumer şehirlerindeki büyük tapınakların basit yapılı ve küçük boyutlu ilk örnekleri bu döneme aittir. İlk sulama kanalları da Obeyd döneminde kazılmış, çevre coğrafyalarla irtibat bu dönemde başlamıştır. Obeyd dönemiyle Uruk dönemi arasındaki temel fark şehirleşme ve nüfustaki ani artış olarak değerlendirilir. Bu gelişmeleri bazı uzmanlar yeni bir halkın, yani Sumerlilerin bölgeye gelişine bağlarken, bazıları Sumerlilerin Obeyd döneminden beri bölgede yerleşik olduklarını düşünmüş ve bu dönemde yaşanan gelişimi bir kültürel kırılma değil, zaman içinde şartların olgunlaşmasıyla gerçekleşmiş bir kültürel sıçrama olarak değerlendirmişlerdir. Bu nedenle Sumerlilerin bölgeye yerleşme tarihleri ve kimlikleri hakkında, arkeolojik, filolojik ve antropolojik bulgulardan hareketle çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu makalenin yazılmasındaki amaç, konu ile ilgili görüşleri bir araya getirdikten sonra bir de dinler tarihi perspektifinden değerlendirmektir. Zira Sumer coğrafyası her ne kadar Anadolu coğrafyasına uzak görünse de ilk Sumer şehri Uruk ile Anadolu’daki bazı yerleşimlerin erken dönemde kültürel bağlantısı olduğunu gösteren bulgular mevcuttur. Ayrıca Türkistan, Kafkaslar, Anadolu ve Mezopotamya arasında MÖ 4. binyıldan itibaren ticari ilişkilerin varlığı tespit edilmiştir. Uzun mesafeli ticaretin, söz konusu alanda demografik ve kültürel aktarımı, dolayısıyla inançlarda senkretizmi beraberinde getirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle inançlar üzerinden yapılacak bir değerlendirme Sumerlilerin kimliği probleminin çözümüne katkıda bulunabilir. İnançların ileriye dönük tarih aşan özellikleri sayesinde günümüze ulaşmaları, yaklaşık beş bin yıl öncesine ait bazı inanç ve uygulamaların bugün de gözlenmesine ve karşılaştırma yapılabilmesine imkân vermektedir. Bu çalışmada Sumerlilerin kimliği üzerine görüşler çeşitli yönleriyle ortaya konulduktan sonra konu bir de inançlar açısından ele alınmış, Sumer inançları ile benzerlik gösteren inanışlar, dinler tarihinin karşılaştırmalı fenomenolojik metoduyla değerlendirilmiştir.https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.15745/da.1539927
spellingShingle Huzme Gülek Gültekin
Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
Dini Araştırmalar
title Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
title_full Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
title_fullStr Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
title_full_unstemmed Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
title_short Sumerlerin Kimliğine Dair Tartışmalar: Dinler Tarihi Açısından Değerlendirme
title_sort sumerlerin kimligine dair tartismalar dinler tarihi acisindan degerlendirme
url https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.15745/da.1539927
work_keys_str_mv AT huzmegulekgultekin sumerlerinkimliginedairtartısmalardinlertarihiacısındandegerlendirme