Klasik Şiirin 20.Yüzyıldaki Temsilcilerinden Sofuzâde’nin Poetik Gazellerinde Şiire ve Şairliğe Dair Görüşleri

Kastamonulu şair ve yazar Sofuzâde Mehmet Tevfik Efendi (1874-1960) edebî anlayışını, şiire ve şairliğe dair görüşlerini farklı yönleri ile ortaya koyan şiirler kaleme almıştır. Sofuzâde’nin gazel formunda kaleme alınmış, manzum poetika niteliğindeki bu şiirlerinde, şiirin ö...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Dilek Yılmaz
Format: Article
Language:English
Published: Cumhuriyet University 2024-12-01
Series:Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.18505/cuid.1522578
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
Description
Summary:Kastamonulu şair ve yazar Sofuzâde Mehmet Tevfik Efendi (1874-1960) edebî anlayışını, şiire ve şairliğe dair görüşlerini farklı yönleri ile ortaya koyan şiirler kaleme almıştır. Sofuzâde’nin gazel formunda kaleme alınmış, manzum poetika niteliğindeki bu şiirlerinde, şiirin özelliklerini, şairin vasıflarını ve dini-tasavvufi söylemin temellerini ortaya koyabilme gerekçesi ile bu makale kaleme alınmıştır. Bahsi geçen poetik şiirler müstakil bir biçimde, daha evvel akademik bir çalışmaya konu olmamıştır. 20. yüzyılda klasik şiir geleneği içinde, özellikle dini-tasavvufi ve hikemi tarzın bir temsilcisi olarak Sofuzâde’de varolan fikri ve edebî devamlılığın ya da kırılmanın tezahürlerinin görülebilmesine yönelik gaye konunun seçilmesindeki kuvvetli saiklerdendir. Onun bahsi geçen şiirlerinden bazıları “şiirimin, şairin, sözüm ve sühan” gibi doğrudan şiiri çağrıştıran ya da “öğrensin” gibi şairliği ilan ve ispata yönelik kelimelerle müreddeftir. Bazıları ise farklı rediflerle bezenmiş olsa da mana ve kavramlar itibariyle hep şiirin etrafında dolanır. Sofuzâde’nin şair ile ilgili tanımlamalarına kimi zaman “gerçek şair”i genel manada tasvir ettiği kimi zaman da şair geçinenler/müteşairler ve bunların özelliklerine değindiği beyitlerde rastlanır. Yer yer kendi şiirini ve şairliğini de öven Sofuzâde, böylelikle şair kimdir sorusuna ayrıntılı cevaplar sunar. Sözün ve nazmın nasıl olması gerektiğine, şiirin sadece duygunun değil aynı zamanda şuurun da bir göstergesi olduğuna vurgu yapar. Ona göre şiir, endişenin (düşünce) lafza dökülmüş halidir, zekânın nişanıdır ve şuurun neticesidir. Sofuzâde sadece beş duyu ile sınırlanmış bir şuurdan bahsetmez. Şuurun ruh ve kalple irtibatına vurgu yapar ayrıca sezgiye dayalı irfanî söyleme atıfta bulunur. Onun şiirlerinin başlıca kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir. Fatiha suresinden feyiz aldığını dile getiren şairin gayesi hakikati duyurmaktır. Bu bağlamda şiirlerini cihat ehlinin keskin kılıcına benzetir. Cenâb-ı Hakk’ın yardımı ve kalbine doğan sünuhat ile yazdığı şiirleri, bazen düşünce dünyasında anlamın ruhu olur; bazen mazlumların sesini duyurmak için tarihi birer vesika halini alır. Sûfî çehreli bir şair olarak Sofuzâde, “küntü kenzen” rivayeti ile irtibatlı bir biçimde “aşkı” şairlik için en önemli unsur olarak kabul eder çünkü aşk-ı hakikîyi bilen kişi hayatın manasını anlayacaktır. Hayat aslında “hüsn ve aşk”ın farklı hallerinin görünümleridir. Aşk bilgiyi, sezgiyi, irfanı ve marifeti arttırır. Bu nedenle aşktan nasibi olmayan şairlerin taklitten tahkîke ulaşamamış, lafızdan öze inememiş, kafiyenin büyüsü ile söylenmiş şiirlerini eleştirir. Varoluşu şiire, aşkı da bu şiirin mazmununa benzetmesi onun şiirle ilgili düşüncelerinin tasavvufi eksende nasıl şekillendiğine dair dikkat çekici bir unsur olarak belirginleşir.
ISSN:2528-987X