Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış

Feminizm, kadınların içtimai hayattaki rolünü, haklarını genişletmeye çalışan ve cinsiyet hiyerarşisini sona erdirmeyi hedefleyen bir düşünce hareketidir. Aynı zamanda kadınlara ve erkeklere fırsat eşitliği tanıyan bir eğilimdir. Bu çerçevede Feminizm, kadınların içinde bulu...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Main Author: Merve Nur Kaptan
Format: Article
Language:English
Published: Mehmet ŞAHİN 2024-12-01
Series:Turkish Academic Research Review
Online Access:https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.30622/tarr.1505391
Tags: Add Tag
No Tags, Be the first to tag this record!
_version_ 1841545119913738240
author Merve Nur Kaptan
author_facet Merve Nur Kaptan
author_sort Merve Nur Kaptan
collection DOAJ
description Feminizm, kadınların içtimai hayattaki rolünü, haklarını genişletmeye çalışan ve cinsiyet hiyerarşisini sona erdirmeyi hedefleyen bir düşünce hareketidir. Aynı zamanda kadınlara ve erkeklere fırsat eşitliği tanıyan bir eğilimdir. Bu çerçevede Feminizm, kadınların içinde bulunduğu durumu olumlu anlamda değiştirmeyi amaçlayan bir hareket olarak karşımıza çıkmaktadır. Temelde kadın ve erkek eşitliğine odaklanan Feminizmin sanat dallarını etkilediği gibi müzik sahasını da etkilediği bilinmektedir. Bu bağlamda bestekârlık, yorumculuk/icracılık, kompozitörlük gibi kadınların yer aldıkları etkinliklere odaklanan Feminist müzik bilimine göre müzik, toplumsal hayatın bir bildirisi ya da bir ürünü olarak tanımlanmaktadır. Araştırmanın ekseninde yer alan kanto türü de feminist müzik biliminin bir bildirisi ya da bir ürünü olarak düşünülebilir. Çünkü kanto türü kadın ile özdeşleşen ve dolayısıyla kadın kimliğini ortaya çıkaran bir türdür. Bu tür ortaya çıktığı yıllarda tuluat tiyatrolarının tamamlayıcı unsuru ve müzik ve dansın bir arada olduğu bir tür olarak dikkat çekmektedir. Kantoyu ilk icra eden kişiler ise kadınlardır. Bu doğrultuda kanto icrasında kadınların ön planda olduğunu söylemek mümkündür. Fakat kanto icra edenlere ve kantoya eşlik edenlere bakıldığında gayrimüslim kadınlar olduğu görülmektedir. Bu durum münhasıran 19. yüzyılda Osmanlı’da sahneye çıkmanın Müslüman kadınlara yasak olması, toplumun ataerkil bir yapıya sahip olmasından dolayı kadınların ikinci planda kalması ve sanat yaşamlarının kısıtlanması ile açıklanmaktadır. Bu sebeplerden ötürü kadınların müzik sahasında arka planda kaldığı ya da çalışmalarının sınırlı olduğu belirtilmektedir. Başka bir ifadeyle kadınlar, erkek hegemonyasının etkisiyle küçümsenmektedir. Ancak Cumhuriyet dönemiyle beraber gayrimüslimlerin yanı sıra Müslüman kantocular da sahneye çıkmaya başlamışlardır. Bu minvalde gayrimüslim ya da Müslüman kadınlar tarafından icra edilen kantonun kadınlara erkekler gibi müzik icrasında eşitlik ve özgürlük imkânlarını tanıdığını ifade etmek mümkündür. Ayrıca mezkûr dönemde kanto türünde bazı değişimler söz konusudur. Bu değişimlerin başında plaklara kantolar da dahil olmak üzere muhtelif türde eserlerin kaydedilmesi gelmektedir. Bu dönemde plak kayıtlarında kadın okuyucuların sayısında da artış gözlenmektedir. Bunun yanı sıra plak kayıtlarında erkek okuyuculara da rastlanmaktadır. Özellikle 1920’li ve sonraki yıllarda kanto tango, rumba, çarliston, revü gibi türlerle bütünleşerek icra edilmeye başlamıştır. Bahsi geçen durum ise modernleşmenin müzik üzerindeki etkisinin kantodan sonra tango, rumba, çarliston, revü gibi şarkılarda kendini göstermeye başlamasıyla açıklanmaktadır. Ayrıca bu dönemde plaklarda yer alan çoğu esere fantezi isminin verildiği ve kantonun anlam değişikliğine uğrayarak genel bir tanıma dönüştüğü müşahede edilmektedir. 1950’li yıllarda kantonun radyo ve eğlence programlarında icra edildiği, 1960’lı yıllar sonrasında da gazino sahnelerinde görülmeye başladığı ve sonraki yıllarda sadece Ramazan aylarında icra edilen bir eğlence türü olduğu bilgilerine ulaşılmaktadır. 1970’li yıllara bakıldığında ise nadir de olsa kanto icra eden kadın sanatçılara rastlanmaktadır. Günümüzde de ortaoyunu, meddah, karagöz, fasıl, kukla gibi Ramazan eğlencelerinde kanto karşımıza çıkmaktadır. Ramazan ayı dışında ise kanto muhtelif etkinliklerde, bayramlarda, yılbaşlarında ya da herhangi bir günde nostaljik bir etkinlik olarak dikkat çekmektedir. Yakın geçmişe kadar bazı kantocular tarafından kanto türü yaşatılmaya çalışılsa da bu tür eski popülaritesini kaybetmeye başlamıştır. Bütün bunlara rağmen hangi dönem olursa olsun kanto, kadın kimliğinin değişmesine katkı sağlayan ve bu kimliği müzik sahasında ön plana çıkaran bir müzik türü olması dolayısıyla ehemmiyet arz etmektedir. Bu çerçevede çalışmada Feminizm ekseninde kanto türü ve kanto ile özdeşleşen kadın kimliği ele alınmaya çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden belgesel tarama modeliyle elde edilen bilgilerin doküman analizi yapılmış ve veriler yorumlanmıştır.
format Article
id doaj-art-5603d47f4ee14942b3ed20f608cee275
institution Kabale University
issn 2602-2923
language English
publishDate 2024-12-01
publisher Mehmet ŞAHİN
record_format Article
series Turkish Academic Research Review
spelling doaj-art-5603d47f4ee14942b3ed20f608cee2752025-01-12T09:56:15ZengMehmet ŞAHİNTurkish Academic Research Review2602-29232024-12-019438940410.30622/tarr.1505391 Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış Merve Nur Kaptan0https://orcid.org/0000-0001-7887-5921TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ Feminizm, kadınların içtimai hayattaki rolünü, haklarını genişletmeye çalışan ve cinsiyet hiyerarşisini sona erdirmeyi hedefleyen bir düşünce hareketidir. Aynı zamanda kadınlara ve erkeklere fırsat eşitliği tanıyan bir eğilimdir. Bu çerçevede Feminizm, kadınların içinde bulunduğu durumu olumlu anlamda değiştirmeyi amaçlayan bir hareket olarak karşımıza çıkmaktadır. Temelde kadın ve erkek eşitliğine odaklanan Feminizmin sanat dallarını etkilediği gibi müzik sahasını da etkilediği bilinmektedir. Bu bağlamda bestekârlık, yorumculuk/icracılık, kompozitörlük gibi kadınların yer aldıkları etkinliklere odaklanan Feminist müzik bilimine göre müzik, toplumsal hayatın bir bildirisi ya da bir ürünü olarak tanımlanmaktadır. Araştırmanın ekseninde yer alan kanto türü de feminist müzik biliminin bir bildirisi ya da bir ürünü olarak düşünülebilir. Çünkü kanto türü kadın ile özdeşleşen ve dolayısıyla kadın kimliğini ortaya çıkaran bir türdür. Bu tür ortaya çıktığı yıllarda tuluat tiyatrolarının tamamlayıcı unsuru ve müzik ve dansın bir arada olduğu bir tür olarak dikkat çekmektedir. Kantoyu ilk icra eden kişiler ise kadınlardır. Bu doğrultuda kanto icrasında kadınların ön planda olduğunu söylemek mümkündür. Fakat kanto icra edenlere ve kantoya eşlik edenlere bakıldığında gayrimüslim kadınlar olduğu görülmektedir. Bu durum münhasıran 19. yüzyılda Osmanlı’da sahneye çıkmanın Müslüman kadınlara yasak olması, toplumun ataerkil bir yapıya sahip olmasından dolayı kadınların ikinci planda kalması ve sanat yaşamlarının kısıtlanması ile açıklanmaktadır. Bu sebeplerden ötürü kadınların müzik sahasında arka planda kaldığı ya da çalışmalarının sınırlı olduğu belirtilmektedir. Başka bir ifadeyle kadınlar, erkek hegemonyasının etkisiyle küçümsenmektedir. Ancak Cumhuriyet dönemiyle beraber gayrimüslimlerin yanı sıra Müslüman kantocular da sahneye çıkmaya başlamışlardır. Bu minvalde gayrimüslim ya da Müslüman kadınlar tarafından icra edilen kantonun kadınlara erkekler gibi müzik icrasında eşitlik ve özgürlük imkânlarını tanıdığını ifade etmek mümkündür. Ayrıca mezkûr dönemde kanto türünde bazı değişimler söz konusudur. Bu değişimlerin başında plaklara kantolar da dahil olmak üzere muhtelif türde eserlerin kaydedilmesi gelmektedir. Bu dönemde plak kayıtlarında kadın okuyucuların sayısında da artış gözlenmektedir. Bunun yanı sıra plak kayıtlarında erkek okuyuculara da rastlanmaktadır. Özellikle 1920’li ve sonraki yıllarda kanto tango, rumba, çarliston, revü gibi türlerle bütünleşerek icra edilmeye başlamıştır. Bahsi geçen durum ise modernleşmenin müzik üzerindeki etkisinin kantodan sonra tango, rumba, çarliston, revü gibi şarkılarda kendini göstermeye başlamasıyla açıklanmaktadır. Ayrıca bu dönemde plaklarda yer alan çoğu esere fantezi isminin verildiği ve kantonun anlam değişikliğine uğrayarak genel bir tanıma dönüştüğü müşahede edilmektedir. 1950’li yıllarda kantonun radyo ve eğlence programlarında icra edildiği, 1960’lı yıllar sonrasında da gazino sahnelerinde görülmeye başladığı ve sonraki yıllarda sadece Ramazan aylarında icra edilen bir eğlence türü olduğu bilgilerine ulaşılmaktadır. 1970’li yıllara bakıldığında ise nadir de olsa kanto icra eden kadın sanatçılara rastlanmaktadır. Günümüzde de ortaoyunu, meddah, karagöz, fasıl, kukla gibi Ramazan eğlencelerinde kanto karşımıza çıkmaktadır. Ramazan ayı dışında ise kanto muhtelif etkinliklerde, bayramlarda, yılbaşlarında ya da herhangi bir günde nostaljik bir etkinlik olarak dikkat çekmektedir. Yakın geçmişe kadar bazı kantocular tarafından kanto türü yaşatılmaya çalışılsa da bu tür eski popülaritesini kaybetmeye başlamıştır. Bütün bunlara rağmen hangi dönem olursa olsun kanto, kadın kimliğinin değişmesine katkı sağlayan ve bu kimliği müzik sahasında ön plana çıkaran bir müzik türü olması dolayısıyla ehemmiyet arz etmektedir. Bu çerçevede çalışmada Feminizm ekseninde kanto türü ve kanto ile özdeşleşen kadın kimliği ele alınmaya çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden belgesel tarama modeliyle elde edilen bilgilerin doküman analizi yapılmış ve veriler yorumlanmıştır.https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.30622/tarr.1505391
spellingShingle Merve Nur Kaptan
Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
Turkish Academic Research Review
title Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
title_full Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
title_fullStr Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
title_full_unstemmed Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
title_short Türk Müziğinde Kanto Formuna Feminist Bir Bakış
title_sort turk muziginde kanto formuna feminist bir bakis
url https://dergipark.org.tr/tr/doi/10.30622/tarr.1505391
work_keys_str_mv AT mervenurkaptan turkmuzigindekantoformunafeministbirbakıs